Ara WhatsApp

Umre Nasıl Yapılır

Umre Nasıl Yapılır


Umre ya da hac yapacak kişinin Mekke’ye ulaştığında aşağıdaki hususları yerine getirmesi müstehaptır:

1- Tavaftan önce gerekli temizliği yapabilmek ve lazım olan gücü elde edebilmek için uygun bir yerde dinlenmesi. Bunu yapmasa da onun için vebal yoktur. Bu sadece müstehaptır. Peygamber sav sabah oluncaya kadar Zu Tuva denilen yerde geceyi geçirdikten sonra Mekke’ye girmişti. (Buhari, Müslim)

2- İmkan bulursa gusletmesi. Çünkü ibni Ömer ra sabahı edinceye kadar Zu Tuva’da geceyi geçirmeden ve gusletmeden Mekke’ye girmezdi ve Peygamber sav’in de böyle yaptığını söylerdi. (Buhari, Müslim)

3- Eğer imkan bulursa Mekke’ye üst tarafından girer. Çünkü buradan giren bir kimse Mekke’yi karşısında bulur. Bununla birlikte hangi yoldan girerse girsin onun için bir sakınca yoktur. Hz. Aişe ra’den rivayet edildiğine göre Peygamber sav Mekke’ye geldiğinde üst tarafından Mekke’ye girdi ve alt tarafından çıktı. (Buhari, Müslim) Şeyhül İslam ibni Teymiye rh. dedi ki: Mekke’ye herhangi bir cihetten girmek caizdir, fakat daha faziletli olan, Peygamber sav’e uyarak Ka’be tarafından girmektir. Çünkü Peygamber sav Mekke’ye üst tarafından ve önüne Ka’be gelecek şekilde girmiştir. Peygamber sav Mekke’ye girmek için guslederdi. Aynı şekilde Zu Tuva’da geceyi geçirirdi. Burası ise kendisine ‘Abarüz Zahir’ denilen kuyuların yanındadır. Burada geceyi geçirip gusledebilen ve Mekke’ye gündüz girme imkanı bulan kimse bunu yapsın, yoksa bunlardan herhangi birini yapmakla yükümlü değildir. (M. Feteva 26/119)

4- Mescidi Haram’a ulaştığı takdirde efdal olan, sağ ayağını önce atmak ve şöyle demektir: “Euzu billahil azim, ve bivechihil kerim, ve sultanihil kadim mineşşeytanirracim. Bismillah vessaletü vesselemu ala resulillah. Allahümmeftahli ebvabe rahmetik. / Kovulmuş şeytandan, pek yüce olan Allah’a, O’nun kerim zatına ve kadim saltanatına sığınırım. (Ebu Davud) Allah’ın adıyla, selat ve selam Allah’ın Resulüne olsun. Allah’ım, bana rahmetinin kapılarını aç’’ (Müslim) der. Mescidten çıkarken de şunları söyler: “Bismillahi vessaletü vesselemu ala Resulilleh. Allahümme inni eseluke min fadlik. Allahümme’sımni mineşşeytanirracim /Allah’ın adıyla, salat ve selam, Allah’ın Resulüne olsun. Allah’ım ben senin lütfunu dilerim. Allah’ım kovulmuş şeytandan beni koru.’’ (İbni Mace) Bu zikir diğer mescitlere girerken de söylenir. Aynı şekilde mescitten çıkış duası da böyledir. Bu dua Mescidi Haram’a has değildir. Bu dört sünneti yapmayan bir kimse için de, yüce Allah’a hamd olsun ki bir sakınca yoktur.

5- Mescide girmeden önce gusledebilme imkanı bulamayan kimsenin, küçük ve büyük hadesten temiz olması şarttır. Çünkü hz. Aişe ra Peygamber sav’den şöyle rivayet ediyor: “Peygamber sav’in Mekke’ye varınca ilk yaptığı iş abdest almak oldu, sonra da Beytullah’ı tavaf etti.’’ (Buhari, Müslim) Peygamber sav hz. Aişe ra’ya şöyle demiştir: “Sen (ay halinde olduğun için) hacıların yaptığı her şeyi yap. Ancak temizleninceye kadar Beytullah’ı tavaf etme.’’ (Buhari, Müslim) Yine şöyle buyurmuştur: “Beyt’i tavaf etmek bir namazdır. Ancak sizler tavaf esnasında konuşabilirsiniz. Fakat kim de konuşursa ancak hayır konuşsun.’’ (Nesai, Tirmizi)

6- Mescidi Haram’ın selamlanması/tahiyyetül mescid, tavaf etmek isteyen kimse için tavaf etmektir. Tavaf etmek istemeyen kimse ise iki rekat kılmadıkça oturmamalıdır. (Zadül Mead 2/225)

7- Hastalık gibi bir mazereti olan kimselerin binek üzerinde tavaf ya da sa’y yapmalarında bir sakınca yoktur. Çünkü ümmü Seleme ra’a şöyle demiştir: Peygamber sav’e hasta olduğumu söyledim, O da şöyle buyurdu: “ Sen insanların arkasından ve bineğinin üzerinde olduğun halde tavaf et.’’ Ümmü Seleme ra dedi ki:Ben tavafımı yaptım. Resülullah sav o vakitte Beyt’in yanıbaşında namaz kılyor ve “Tur’a ve satır satır yazılı kitaba andolsun.’’ (Tur suresini) okuyordu. (Buhari, Müslim) Günümüzde orada Mekke belediyesi tarafından görevliler konulmuştur. Bu görevliler ücret karşılığında hem tavafı hem de sa’yı tekerlekli sandalye ile yaptırmaktadırlar. Dileyenler tavafı yürüyerek yaptıktan sonra sadece sa’yı araba ile yapmaktadırlar. Sa’yın başlangıcı olan Safa tepesinin başında da arabalı görevliler bulunmaktadır. Ayrıca elektrikli arabalarla da sa’y yapılabilmektedir. Harem’in ikinci katında Safa tepesinin arkasında ücret karşılığında temin edilebilmektedir.

BEYTULLAH’I TAVAF ETMEK

Umre ya da hac yapan kimse Ka’be’ye varınca aşağıdaki uygulamaları yapar:

1- İhramlı olan bir kimse tavafa başlamadan önce telbiye getirmeyi bırakır. Sonra Haceri Esved’e doğru gider. Önce ona döner, sonra sağ eliyle onu selamlar ve eğer imkan bulursa onu öper. (Buhari) Kalabalık oluşturuyorsa, insanlara eziyet vermez. Hacer-i Esved’i selamlarken “Bismillahi vallahu ekber’’ demesi de güzeldir. (Beyhaki) Haceri Esved ile ilgili dört sünnet vardır ki hepsi de Peygamber sav’den sabit olmuştur:

    a- Haceri Esved’e elini sürer, onu öper, tekbir getirir. Bu en mükemmel haldir. (Buhari)

    b- Eğer buna imkan bulamazsa elini Hacer-i Esved’e sürer ve elini öper. (Buhari, Müslim)

    c- Eğer buna imkan bulamazsa bir asa ile onu selamlar ve Hacer-i Esved’i kendisiyle selamladığı o eşyayı öper. (Müslim)

    d- Eğer buna da imkan bulamazsa eliyle işaret eder, tekbir getirir ve kendisiyle işaret yaptığı şeyi de öpmez. (Buhari) İşte bu sünnetlerden kolayına geleni yapan kişi Peygamber sav’in sünnetine uymuş olur.

2- Daha sonra Beytullah’ı soluna alarak sağa yönelir. Tavafının başında; “Allahümme imanen bike ve tasdikan bikitabike va vefaen bi’ahdike vettibaan lisünneti nebiyyike Muhammed./Allah’ım, Sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, ahdine vefa göstererek, Peygamber Muhammed sav’in sünnetine uyarak tavaf yapıyorum.’’ diyecek olursa bu da güzel bir iştir. (Beyhaki, Abdürrezzak)

3- Erkek, tavafının ilk üç şavtında/turunda Haceri Esved’ten başlayıp tekrar ona dönünceye kadar remel yapar/hafifçe koşar. (Buhari, Müslim) Bu ilk tavafta yapılır. İster temettu haccı yapsın, ister umre yapsın, ister sadece hac için ihrama girsin (ifrad), isterse hac ve umreyi birlikte yapsın (kıran) farketmez. Remel, kısa adımlarla hızlıca yürümek demektir. Geri kalan dört şavtta ise normal şekilde yürür. Her bir şavt, Haceri Esved’ten başlayıp orada biter.

4- Erkek sadece ilk tavafta ıztıba yapar. Iztıba, ridasının (ihramın vücudunun üst tarafını örten parçasının) ortasını sağ koltuğunun altına, uçlarını ise sol omuzuna bırakmaktır. Böylelikle sağ omuzu açıkta kalır, sol omuzunu da örtmüş olur. (Tirmizi, Ebu Davud)

5- Tavaf yapan Rükn-i Yemani’nin hizasına gelince sağ eliyle onu selamlar. (Buhari, Müslim) Eğer ona elini sürebilirse “Bismillahi vallahu ekber’’ demesi güzel olur. Fakat o rüknü öpmez. Eğer elini rükne sürmezse bunu terk eder ve tavafına devam eder. Ona işaret etmez, hizasına geldiği vakitte tekbir getirmez. Çünkü böyle bir uygulama Peygamber sav’den sabit olmuş değildir. Bu işleri tavafının her bir şavtında da yapar.

6- Rükni Yemani ile Haceri Esved arasında: “Rabbena atina fiddünya haseneten vefil ahireti haseneten ve kina azabennar. / Rabbimiz, bize dünyada güzellik ver, ahirette de güzellik ver ve bizi ateş azabından koru. (Bakara 201) demek müstehaptır. (Ahmed, Ebu Davud)

7- Haceri Esved’in hizasına geldiği her seferinde onu selamlar, öper ve “Allahu ekber’’ der. Eğer haceri Esved’i selamlamak ve öpmek mümkün olmazsa, onun hizasına geldiği her seferinde sağ eliyle sadece bir defa işaret eder ve bir defa tekbir getirir. Tavaf esnasında çokça zikir, dua ve istiğfarda bulunur. Şayet Kur’an okuyacak olursa kıraatini ve yaptığı duayı gizli yapar, tavaf edenlere eziyet vermez.

Tavaf esnasında okunacak belirli dualar yoktur.Tavafın her bir şavtı ya da sa’yin her bir turu için özel bir dua belirleyenlerin bir dayanakları yoktur. Kesin bu veya şu dua okunmalıdır, denilemeyeceği gibi verilen kitapçıklardaki duaların okunmasında da bir beis yoktur. Hicr’in içinden tavaf etmez. Çünkü Hicr, Beyt’tendir, bu yüzden tavafın mutlaka Hicr’in dışından olması gerekir.

8- Yedi şavtını tamamlayıp bitirdikten sonra ridasını düzeltir, onu omuzları üzerine bırakarak Makamı İbrahim’e doğru gider ve “ Siz de İbrahim’in makamından bir namazgah edinin.’’ (Bakara 125) (Müslim) ayetini okur, arkasından eğer imkan bulursa Makamı İbrahim’in arkasında iki rekat namaz kılar. Makamı İbrahim’i kendisiyle Beyt’in arasında -Makamdan uzak olsa bile- bulundurmaya çalışır. Şayet kalabalık ve benzeri bir sebep dolayısıyla bunu yapamazsa bu iki rekatı Mescidin herhangi bir yerinde kılar. İnsanlara eziyet vermez, onların gidip geldikleri yolda namaz kılmaz. Birinci rekatte Fatiha’dan sonra Kafirun suresini, ikinci rekatta Fatiha’dan sonra İhlas suresini okuması müstehaptır. (Müslim) Tavaf için burada özel bir bölüm açıp önemli bazı bilgileri aktarmak gerekir. Çünkü tavaf, Ka’be’de yapılabilecek en önemli ibadetlerdendir. Tavafı öğrenip yaşamak gerekir ki gereken tadı, lezzeti ve hazzı alabilelim. Allah’ın evine çağırıp ağırladığı misafirlerine ikram ettiklerinin başında tavaf ibadeti gelir bunu unutmamak gerekir.

SAFA İLE MERVE ARASINDA SA’Y YAPMAK

1- Daha sonra sa’y yerine çıkar, Safa’ya doğru yönelir. Safa’ya yaklaştığı vakit: “Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah’ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah’ı hacceder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir hayır işlerse şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir.’’ (Bakara 158) mealindeki ayeti okur ve; “Ebdeu bima bedeallahu bih/Allah’ın başladığı ile ben de başlarım.’’ der.

2- Sonra Beyt’i görünceye kadar Safa tepesinin üzerine çıkar. Kıbleye yönelip Allah’ı tevhid ve tekbir eder. O’na hamd eder (Nesai, İbni Mace) ve şöyle der: “Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber. La ilahe illallah vahdehu le şerike leh. Lehul mülkü ve lehül hamdu yuhyi ve yumiyt ve huve ala kulli şey’in kadir. Le ilahe illallahu vahdehu le şerike leh. Enceze va’dehve nasara abdeh ve hezemel ahzabe vahdeh/ Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Allah’tan başka hak ilah yoktur. O bir ve tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk yalnız O’nundur. Hamd yalnızca O’nadır. Öldürür ve diriltir. O herşeye güç yetirendir. O’ndan başka hak ilah yoktur. O bir ve tektir. O’nun ortağı yoktur. O vaadini gerçekleştirdi, kulunu zafere eriştirdi. Tek başına bütün orduları bozguna uğrattı.’’ Ellerini kaldırarak yapabildiği kadarıyla dua eder. (Ebu Davud) Bu zikir ve uayı üç defa tekrarlayarak dünya ve ahiret hayırlarından istekte bulunarak dilediği duaları yapar.

3- Sonra Safa’dan iner, Merve’ye doğru yürümeye başlar. Birinci yeşil direğe ulaşınca erkek koşabilirse hızlıca koşar fakat kimseye rahatsızlık vermez. İkinci yeşil direğe ulaşınca normal yürüyüşe geçer ve Merve’ye varıncaya kadar bu şekilde yürür. Merve’nin üzerine çıkar, Kıbleye yönelir, dua ederken ellerini kaldırır ve Safa üzerinde yaptıklarının/söylediklerinin bir benzerini yapar.

4- Sonra Safa’ya doğru gitmek üzere yürümeye başlar. Birinci yeşil direk ile ikinci yeşil direk arasında hızlıca koşar. İkinci direği geçince Safa’ya kadar normal şekilde yürür. Safa’ya ulaşınca da ilk seferde yaptıklarını yapar. Merve’de de aynı şeyleri yapar ve bu uygulamayı yedi şavt tamamlanıncaya kadar sürdürür. Safa’dan Merve’ye gidiş bir şavt, Merve’den Safa’ya dönüş bir şavttır. Safa’dan Merve’ye gidip gelmek iki şavttır tek şavt değildir. Bazı umreci ve hacılar burayı karıştırmaktadırlar. Sa’y yaparken kişi istediği zikir ve duaları çokça yapar. Sa’y ettiği sırada , Rabbiğfir verham inneke entel eazzül ekram/ Rabbim, mağfiret ve merhamet buyur. Şüphesiz sen en Aziz ve en kerim olansın.’’ diyebilir. Çünkü böyle bir dua İbni Ömer ve Abdullah bin Mesut’tan sabit olmuştur. (Beyhaki, Taberani) Sa’y yaparken hadesten ve pisliklerden temiz olması müstehaptır. Abdestsiz olarak sa’y yapması da yeterlidir. Kadın için de aynı durum sözkonusudur. Eğer tavaftan sonra ay hali ya da lohusa olursa sa’yını yapar ve bu sa’y onun için yeterlidir. Çünkü taharet üzere olmak sa’yda şart değil müstehaptır.

5- Safa’dan başlayıp Merve’de bitirerek yedi şavtını tamamlayan kişi umre yapan ya da Temettu haccı yapan erkek ise başını traş eder. Eğer kadın ise her bir örüğünden parmak ucu kadar kısaltır. Şayet hac zamanı yakınsa ve umreyle haccın arası saç uzamayacak kadar kısa ise erkek için daha faziletli olan saçlarını kısaltmaktır. Böylece hacda başının geri kalan bölümlerini traş eder. Çünkü Peygamber sav ashabıyla birlikte Zilhiccenin dördüncü günü Mekke’ye geldiği vakit beraberinde hediye kurbanlığı getirmeyenlere saçlarını kısaltıp ihramdan çıkmalarını emretmiş, traş olmalarını emretmemiştir. Kesilen saçların sayısınca ve ağırlığınca sevabı var ve bu sevabı kaçırmamak gerekir. Resululah sav bütün umrelerinde ve haccında saçlarını kazıtmıştır ve kısaltanlara şu şekilde rahmet okumuştur: “Allah’ım saçını (kazıtarak) tıraş edenlere rahmet et! diye dua etti. Sahabiler: Ey Allah’ın Rasulü! Kısaltanlara da (Allah’ın rahmetini dile) dediler.

Allah’ım saçını tıraş edenlere rahmet et, diye dua etti. Sahabiler: Ey Allah’ın Resulü! kısaltanlara da, dediler. Allah’ım saçını tıraş edenlere rahmet et diye, dua etti. Sahabiler: Ey Allah’ın Resulü! Kısaltanlara da, dediler. (Bunun üzerine Resulullah sav) Saçlarını kısaltanlara da Allah rahmet eylesin, buyurdu.’’ (Buhari, Müslim) Saçların kısaltılması esnasında başın her tarafından kısaltmak gerekir.

Bir kısmını kısaltmak yetmediği gibi bir kısmını kesmek te yetmez. Kadın için ise sadece saçları kısaltmak meşru kılınmıştır. Ama parmak ucu miktarından fazlasını kesmez. İhramlı olan kimsenin umresi, bu hususları yaptıktan sonra tamamlanmış olur ve ihram sebebiyle kendisine haram olan her şey artık helal olur. Ancak Kıran ya da İfrad haccı yapan ve Haremin dışından hediye kurbanlıklarını getiren bir kişi ise kurban bayramı birinci günü birinci tehallülden sonra; hac ve umrede ihramdan çıkıncaya kadar ihramlı kalmaya devam eder.

Eğer kıran ya da ifrad haccı yapan kimsenin beraberinde hediye kurbanı yoksa onun için efdal olan umre yapması ve temettu haccı yapan kimsenin yaptıklarını yapmasıdır. Çünkü Peygamber sav tavafının sonunda Merve üzerinde şöyle demiştir: “Eğer ben geride bıraktıklarımı gelecekte yapmak durumunda kalırsam hediye kurbanlıklarımı beraberimde getirmem ve yaptığımı umre olarak yaparım. Binaenaleyh sizden beraberinde hediye kurbanı bulunmayan kimse ihramdan çıksın ve bu yaptığını umre olarak yapsın’’ (Buhari, Müslim) Kadın, umre için ihrama girdikten sonra ve Beyt’i tavaf etmeden önce ay hali ya da lohusa olur da Tevriye gününe kadar temizlenmeyecek olursa bulunduğu yerde hac niyetiyle ihrama girer ve böylelikle hac ile umreyi birlikte (Kıran haccı) yapmış sayılır. Hacıların yaptığını yapar ancak temizlenip gusledinceye kadar Beyt’i tavaf etmez. Çünkü Peygamber sav ay hali olan hz. Aişe ra’ya şöyle demiştir: “Hacıların yaptıklarını sen de yap ancak temizleninceye kadar Beyt’i tavaf etme.’’ (Buhari, Müslim) Kadın temizlenince Beyt’i bir kez tavaf eder, Safa ile Merve arasında sa’y yapar. Bu tek tavaf ve sa’y onun hem haccı hem de umresi için yeterli olur. Dilerse de ara mikatlardan ihrama girip bir umre yapabilir. Bir Müslüman, sadece umre yapmakta ise şimdiye kadar anlattıklarımız kendisi için yeterli olacaktır. Eğer hac yapacak ise ilk adım olan umreyi öğremiş olacaktır.